REFLEKSOLOJİ - DR. GÜLŞAT AKMEMET

Tel  : 0312 433 33 40        Cep : 0507 137 14 09

İçeriğe git
REFLEKSOLOJİ

Refleksoloji keyifli, dinlendiren ve ağrı sızı vermeyen bir terapidir. Refleksoloji, bedenin tüm bölgelerine, organlarına ve sistemlerine karşılık gelen refleks noktalarının ayaklarda olduğu ve bu noktaların beden anatomisinin aynası olduğu prensibine dayanan bir sanattır. Refleksoloji, özel el ve parmak teknikleriyle bu refleks noktalarına baskı ve ovma yoluyla uygulanır.
Hem refleksolojinin hem de akupunktur tamamlayıcı terapilerin şemsiyesidir. Doğu felsefeleri ve doğal tıp sistemlerinin birçoğunda sinir sisteminin zihinle beden arasındaki bağlantı olduğunu biliyoruz. Ayrıca, süptil içsel enerjilerin ya da Budist felsefede bilindikleri biçimiyle "rüzgarlar"ın, zihinsel ve fiziksel sağlığımızı yönettiğini de biliyoruz. Güçlü, açık ve iyi dengelenmiş süptil içsel rüzgarlar taşıyıp doğal olarak ürettiğimizde, fiziksel ve zihinsel sağlığımız da iyi olur. Bu fikirleri anlamak için, yaşam gücü enerjisinin ne olduğu ve yaşam için niçin bu kadar önemli, kritik olduğu konusunda temel bir anlayış edinmek yardımcı olacaktır.
Yaşam gücü enerjisinin, tüm yaşamın süptil temeli, her yaşam biçiminin doğum, yaşam ve ölüm döngüsünü destekleyen, besleyen ve ayakta tutan bir tür kozmik çorba olduğunu söyleyebiliriz.
Modern fizik bize her maddenin farklı enerji frekanslarından yapıldığını söyler. Katı nesneler oldukça düşük ya da yavaş frekansta titreşen enerjiden yapılmıştır. Su, hava ve yaşam gücü enerjisi gibi daha az katı nesneler inanılmaz derecede hızlı titreşirler. Maddenin molekülleri ve atomları içinde oransal olarak evrendeki gezegenler arasındakinden daha fazla boşluk olduğunu, bu yüzden de hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını da biliyoruz.

Budizm ve Vedik bilim gibi Doğu felsefelerinin birçoğu, enerji kavramını bizden çok daha iyi kavramışlardır. Onlar ayrıca kendini adamış birçok uygulamacının yaşadığı mistik ve spiritüel deneyimleri açıklayacak bir şekilde bu bilgiyi dinlerine de katarlar. Bu topluluklarda, bilim, din ve sanat ayrı ayrı şeyler değil, sadece aynı yaşam ağacının dalları olarak görülür. Doğunun Tanrı anlayışının bir yönü evrensel bir yaşam gücü enerjisi biçimindedir; yani tüm yaşamın tek gerçek kaynağı. Bitkilere, ağaçlara, hayvanlara, insanlara, gezegenlere, yıldızlara ve evrenlere yaşam soluğu veren enerjilerin hepsi, bu tek kaynaktan gelir. İyi bir fiziksel, zihinsel ve spiritüel sağlık sürdürmek ya da oluşturmak istiyorsak temas kurmamız gereken yaşam kaynağı budur.

Dua, meditasyon, doğada bir yürüyüş yapmak ya da şifa almak yoluyla bu enerjiyle temasa geçtiğimizde, kendimizi daha az "ayrı", kendi içimizde giderek "bütün" ve yaratılışın "bütün"ü içinde hissederiz. Bir birlik duygusu yaşarız. Olayların mükemmel düzeni içindeki yerimiz ya da rolümüzün daha farkında oluruz ve aynı zamanda kendimizi kuşku veya özür olmaksızın olduğumuz her şey olma becerilerimiz konusunda emin, desteklenmiş, güvende ve açık hissederiz. Bu spiritüel ya da kişisel deneyimlerin iyileşmenin "özü" olduğunu ve birçok tamamlayıcı terapinin istenen bir yan ürünü olduklarını söyleyebiliriz.

İki tür yaşam gücü enerjisi vardır: içsel ve dışsal. İçsel yaşam gücü enerjisi, her canlı varlığın vücudu ve zihninde varolan süptil enerjidir. Dışsal yaşam gücü enerjisi bitkiler, çiçekler, ağaçlar, kayalar, mineraller ve kristallerde vardır. Bu enerji çoğu kez Bach Flower Remedies, kristalle iyileştirme ve homeopaitk ve bitkisel ilaçlarda olduğu gibi iyileştirme amaçları için kullanılır. Sadece bir ormanda ya da deniz kıyısında yürümenin bile üzerimizde sakinleştirici ve iyileştirici etkisi olabilir. Bu yerlerde bulunan, kendi içsel enerjilerimizi "yükselten" çok sayıda saf, dışsal yaşam gücü enerjisi vardır ve bu vücudumuzla zihnimizde karşılıklı bir etkiye sahiptir. Tersine, bu enerjilerin kısıtlanmış olduğu kentsel alanlarda ve stresli ortamlarda çokça zaman geçirirsek bu sağlığımızı, özellikle bunları yukarıdaki durumlara dönüştüremiyor ya da çıkaramıyorsak, ters biçimde etkileyebilir. Daha önce de ifade edildiği gibi, içsel yaşam gücü enerjisi, insan vücudundaki süptil kanallar ya da meridyenlerden geçer ve bunlar, örneğin stres yüzünden, bloke olduğu ya da dengesizleştiğinde, hastalıkla sonuçlanabilir.

Birçok tamamlayıcı terapi vücut ve zihnin bu içsel enerjileri yeniden dengelemesi ve temizlemesine, bu şekilde de sağlığı ve iyiliği geliştirerek, yardımcı olmaya çabalar; işte bu, refleksolojinin de bir iyileştirme tekniği olarak çalışma biçimidir.

Refleksolojinin içsel enerji sistemimizi yeniden dengeleme, temizleme ve yenileme yoluyla sağlığımız ve iyiliğimiz üzerinde büyük bir etkisi olabilir. İçsel yaşam gücü enerjisi bloke, durgun ya da dengesiz olduğunda, düzenli refleksoloji tedavileri bu enerjinin niteliğini doğal olarak ve çaba harcamadan dağıtma, vücudumuzun, zihnimizin ve çevrenin izin vereceği en sağlıklı düzeye yükseltme etkisine sahiptir. Bir refleksoloji tedavisi aynı zamanda çoğunlukla hastalık tarafından kesilen ya da kısıtlanan evrensel yaşam gücü enerjisinin yeniden dengeli bir akışı alacak biçimde enerji sistemimizi açma etkisine de sahiptir. Belki daha kesin bir şekilde, bu yaşam gücü enerjisinin kesilmiş olmasının pek çok hastalığın nedeni olduğunu söyleyebiliriz.
Refleksoloji’nin tarihi 5000 yıl öncesine, Mısır Firavunlarına kadar uzanmaktadır. Bu tarihi 12000 yıl öncesi Güney Amerika uygarlığına kadar götüren araştırmalarda vardır.Tarihte Refleksoloji’nin Hindistan’da, Japonya’da, Çin’de ve Amerika’nın yerli Kızılderili medeniyetlerinde bilindiği kaydedilir. Refleksoloji’yi çok sonra, 1900’lü yıllarda, Dr. William Fitzgerald yeniden keşfedecektir. Dr. Fitzgerald Refleksoloji’yi, bir ağrı kesme yöntemi olarak kullanmıştır. Zamanla, Amerika kıtasından dünyanın dört bir köşesine yayılan Refleksoloji, ayaklardaki belli refleks noktalarının bulunduğunu savunur.Tıbbi sözlüklere göre "refleks" kelimesi dış etkilere bağlı olmak üzere istemsiz kas kasılması olarak tanımlanır. Ancak "refleks" kelimesi, bu terapinin içeriğinde, bütün organizmanın, kafanın, boynun ve gövdenin küçük bir ekran gibi görülen ayakta yansıması olarak ele alınır.
Refleksoloji’nin yararlarını ise şu şekilde özetleyebiliriz

Refleksoloji, beden fonksiyonlarını normalleştirir. Normalleşmiş beden fonksiyonlarrı insana rahatlama, kaliteli bir uyku ve toksinlerden arınmış bir beden sağladığı gibi, dolaşım sistemini de güçlendirerek ağrıları dindirir.

Stres, Yorgunluk, Uykusuzluk, Migren, Başağrısı

Kadın hastalıkları, Menopoz, Regl sorunları

Kabızlık, Hazımsızlık, Sırt ağrısı, Romatizma, Siyatik, Eklem iltihaplanmaları, Sinüzit, Astım, Prostat sorunları

Refleksoloji, bilimsel olarak ta kanıtlanmıştır. Teşhis söz konusu olduğunda mükemmeldir. Bir Refleksoloji uzmanı, ayaklarına dokunduğu kişinin sıkıntılarını büyük olasılıkla tehşis edebilir. Tedavi konusuna gelince ise; diğer Doğal Terapiler gibi Refleksoloji de, “koruyucu sağlık” çerçevesinde kendi üzerine düşeni yapar. Diğer Doğal Terapiler’den farklı olarak Refleksoloji, vücudun kendi iyileştirme mekanizmasını harekete geçirir.

Refleksoloji, kişinin öngörüşmede belirlenen ihtiyacına göre haftada 1-2 seans (30-40 dakika) uygulanması önerilir. Refleksoloji, yalnızca yukarıda değinilen sıkıntılarda değil, aynı zamanda kişinin kendi doğal dengesini kazanması için de oldukça etkilidir.
Ayak refleksoloji kartına bir örnek: Her nokta ya da bölgenin vücudun bir organına karşılık geldiğine inanılmaktadır
El refleksoloji kartı.
İçeriğe dön